Thursday, September 3, 2015

1. Gün ve Tokyo İzlenimleri

Narita Havaalanına İniş

Önceki yazımda Japonya'ya İstanbul-Katar-Tokyo şeklinde aktarmalı olarak gittiğimizden bahsetmiştim. Tokyo'daki iniş havalanınımız Narita havaalanı oldu. Narita'dan Japon Demir Yollarının (JR) bir hattı olan Skyliner hattına binerek Tokyo merkezine ulaştık. Yaklaşık 25 dakika sürdü. Skyliner hattı, diğer metro hatlarından farklı, özel bir hat olduğu için, aldığınız bilet de JR'ın diğer metro ve demiryolu biletlerinden farklılık içeriyor. Narita havaalanındaki dört terminalin hepsinin çıkışında da Skyliner hattının gişesini bulabilirsiniz. Buradaki gişelerde, havaalanı olduğu için gişe personeliyle rahatlıkla İngilizce iletişim kurabilirsiniz.

Bileti aldıktan sonra terminal çıkışındaki metro hattına iniyorsunuz. Gelen trenler sizi yanıltmasın. Normalde 5 dakikada bir tren geliyor. Ama Skyliner hattına, bilette belirtilen zamanda gelen trene binmeniz gerekiyor. Farklı bir trene binme ihtimaliniz zaten yok. Zira bekleme yerleri zaten farklı. Yine de "neden durmadı tren, yanlış yerde mi duruyorum" gibi bir düşünce oluşmasın aklınızda.

Eğer Skyliner hattı değil de, normal metro hattını kullanacaksanız, bu yazdıklarımı atlayabilirsiniz. Fakat uzun saatler süren uçak yolculuğundan sonra biraz daha fazla ücret vererek Skyliner hattını kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim çünkü bu hat doğrudan Tokyo (Merkez) istasyona gidiyor hiçbir istasyonda durmadan. Yaklaşık 35 dakika sürüyor. Normal metro hattı, 70 dakikayı bulabiliyor. Ayrıca biletiniz koltuklara rezerve. Yani ayakta değil, tıpkı şehirlararası otobüsteki gibi size verilen bilette yazan koltuğa oturuyorsunuz. Normal metro hattı kalabalık olabilir. Özellikle yanınızda fazla valiziniz varsa, Skyliner hattını kesinlikle tavsiye ederim.

Diğer bir yöntem ise Airport Limuzine. Adı sizi yanıltmasın, bu bir otobüs hattı... Denemediğimiz için bu konuda çok fazla bilgi sahibi değilim.

Japan Bike Rentals'a Ulaşım

Tokyo (Merkez) istasyona gittiğinizde, buradan yaklaşık 8 farklı metro hattıyla, Tokyo'nun istediğiniz yerine ulaşmanız mümkün. İstasyonlarda, bilet otomatlarının hemen üstünde büyük bir haritayla, bulunduğunuz istasyondan gitmek istediğiniz istasyona olan ücret tarifesini bulabilirsiniz. Fiyatlar 140 yenden, 500 yene kadar değişiyor. Kişi sayısını seçip, otomata parayı verip, gideceğiniz yerin ücretini seçerek biletinizi alabilirsiniz. Metro girişlerinde biletinizi veriyorsunuz. Kapı, biletinize bir delik atarak, diğer uçtan size tekrar veriyor. Bu bileti yanınıza almayı unutmayın. Çünkü indiğiniz istasyonda, çıkış kapısında tekrar bu bileti vererek kapıdan geçiyorsunuz. Ayrıca, eğer indiğiniz istasyonda başka bir hatta aktarma yapıyorsanız, bu delinmiş bileti ilgili gişeye verip, gideceğiniz yere olan farkı ödeyip, indirimli olarak aktarmalı bilet değiştirme işlemi yapabiliyorsunuz.

Japan Bike Rentals, motorsiklet teslimini 12:00'ye kadar yapıyor. Saat 11:00'de JBR ofisinde olmanız bekleniyor. Biz akşam 18:00'da Narita Havaalanına indiğimiz için, motorsikletimizi bir gün sonra teslim aldık. Valizlerimizi JBR'a taşımada problem olmaması için, JBR'ın hemen 50 metre ilerisinde, bir üst sokakta bulunan The B'Akasaka Oteline rezervasyon yaptırdık. JBR, Tokyo'nun merkezi sayılabilecek bir yerde, Akasaka bölgesinde bulunuyor. Metro ile ulaşım çok kolay. Akasaka istasyonunda indikten sonra 200 metrelik yürüme mesafesinde bulunuyor. Geceyi The B'Akasaka Otel'de geçirdikten sonra ertesi gün Japan Bike Rentals'ın ofisine gittik.

Motorsikleti Teslim Alış

JBR ofisinde bizi en çok şaşırtan olay, motorsikleti teslim eden yetkilinin Türkçe biliyor olmasıydı. Türkiye'den geldiğimizi öğrenince hemen mükemmel bir şekilde Türkçe konuşmaya başladı Nolan. Çekik gözlü olduğu için Japon zannetmiştik fakat kendisi Kırgız imiş ve Türkçe'yi Kırgızistan'daki bir üniversite öğrenmiş. İngilizce konuşan birisini zor bulurken, Tokyo'da Türkçe'yi akıcı bir şekilde konuşan birisini bulmak bizi epey şaşırttı. Muhtemelen siz gittiğinizde de size motorsikleti Nolan teslim ediyor olacak.

Motorsiklet tam depo teslim ediliyor. Dönüşte de sizden depoyu tam teslim etmeniz bekleniyor. Yoksa 3000 yen gibi bir ücreti vermek zorunda kalıyorsunuz. Deponun 1500 Yene doldurulduğunu düşündüğünüzde,  dönüşte mutlaka benzinliğe uğramanızı tavsiye ederim.

Ekipmanlar

JBR, motorsikletin yanında diğer tüm ekipmanların da kiralamasını yapabiliyor. Mutlaka bir top case veya side case'i de kiralama aşamasında opsiyon olarak seçmenizi tavsiye ederim. Tabi uzun yol yapmayı düşünüyorsanız. Yanınızda hiç eşyanız olmasa da, gördüğünüz yerlerde hatıra olarak alacağınız eşyaların size problem olmaması için mümkünse side ve top caseleri almanızı, değilse, en azından birisini almanızı tavsiye ederim. Ayrıca eğer iki kişi seyahat edecekseniz, topcase'in yaslanacak yumuşak bir kısmının olduğunu ve artçınızın çok daha rahat ve konforlu bir şekilde seyahat edeceğini de unutmayın.

JBR'ın sunduğu bir diğer güzellik ise, GPS navigasyonu sunması. Gidona sabitlenmiş, gücünü de motordan alan bir şekilde Zuma GPS modülü tüm motorsikletlere takılmış durumda. Fakat GPS Navigasyon opsiyonel. GPS Navigasyon, Japonya'da motorsiklet yolculuğunun olmazsa olmazı. Ayrıca JBR'dan Jonathan, size Japonya'da gezilip görülebilecek en güzel yerlerin bir listesini çıkararak Navigasyon'a POI olarak eklemiş. Size vereceği kitapçıktan rotanız üzerindeki yerlerin kodunu girerek doğrudan Navigasyon'da yol tarifi alabilirsiniz. Bu navigasyon opsiyonu olmadan bir Japonya seyahati, bizim için tam anlamıyla işkenceye dönüşebilirdi. Bu nedenle kiralama paketine mutlaka bu opsiyonu da dahil edin.

Eğer iki kişi veya birden fazla motorsiklet olacaksa, kask içine yerleştirilen Bluetooth ve Intercom Headset'leri de mutlaka paketinize dahil ettirin. Zira yolda giderken göreceğiniz tüm güzellikleri, tıpkı arabada gidiyormuşçasına arkadaşlarınızla konuşmanıza imkan sağlıyor. Tüm yol deneyiminize bunun artısı çok büyük olacaktır.

Bunun haricinde, gittiğiniz yerlerden fotoğraf paylaşmak veya Google Maps üzerinden otellere bakmak, ya da diğer tüm internet ihtiyacınız için Wifi Hotspot opsiyonunu da tercih edebilirsiniz. Verilen Wifi Hotspot, Türkiye'deki GSM operatörlerinin verdiği 5 kişiye kadar bağlanılabilen türde 3G modemler. Cep telefonunuzla, Wifi'ye bağlanır gibi bağlanıyorsunuz. Internet kullanımında limit yok. Yani eğer isterseniz yolculuğunuzu Youtube veya Periscope üzerinden canlı olarak tüm arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Eğer yolculuk esnasında çok kullanmayacaksanız, Wifi Hotspot almak zorunda değilsiniz çünkü Japonya'da tüm restoran ve otellerde, hatta havaalanlarında ücretsiz Wifi hizmeti mevcut. Durakladığınız herhangi bir yerde Internet'e rahatlıkla ve ücretsizce erişebilirsiniz.

Tokyo İzlenimleri

Tokyo, son derece düzenli bir şehir. Büyük bir metropolün aksine, 8 milyonluk nüfusa rağmen, gayet düzenli, gayet sakin, huzurlu ve güvenli bir yer. Örneğin, motorsikletinizi, üzerinde anahtarıyla, hatta ve hatta cüzdanınızla bir yere bıraktığınızda, dönüşte cüzdanınınızın çalınmış olma ihtimali binde bir bile değil. Motorsikletin çalınma ihtimali ise, belki onbinde bir. Gönül rahatlığıyla, gezmek istediğiniz yerlerde eşyalarınızı (montlar, kasklar, korumalıklar vs) motorsikletin üzerine bırakıp gidebilirsiniz. Geldiğinizde herşey yerinde olacaktır. Yine de büyük kentlerde tedbiri elinizden bırakmayın. (Sonuçta bunlar da insan, yüzde yüz garanti veremeyeceğim.) Fakat kırsal kesimde içiniz daha rahat olsun. 

Tokyo ile ilgili bizi en fazla şaşırtan şey, temizlik ve hijyen oldu. Japonlar çevreye karşı çok saygılı ve duyarlı. Herhangi bir cadde, yol, ara sokak veya ücra mahallede, pet şişe, kola kutusu, poşet ve hatta sigara izmariti dahi bulamayacaksınız. Bu nasıl mümkün oluyor diye kendi kendimize çok defa sorduk. Sanırsın ki yerdeki çöpleri, izmaritleri vs getirene 10 dolar veriyorlar. Değil... Ama çöp yok... Yanlışlıkla cebinizden bir kağıt, bir fiş yere düşürdüğünüzde, kendinizi sanki Tokyo'nun orta yerine ihtiyacınızı gidermiş gibi hissediyorsunuz. O denli temiz bir ülke ve şehir.

Sigarayı, açık alan dahi olsa, yalnızca belirli noktalarda içebiliyorsunuz. Bu, yasalarla düzenlenmiş değil. Çok ilginç bir şekilde tüm Japonlar, sadece belirtilen yerlerde sigarasını içiyor. Başka yerde içmenin yasal bir yaptırımı yok. Ama toplumsal düzen ve etik o derece yerleşmiş ki, insanlar yaptırım olmadan dahi, bu kurallara uyabiliyorlar. Zaten gittiğinizde siz de o toplumsal düzenin baskısı altında, mecburen belirtilen yerlerde sigara içmek, varsa çöpünüz, tek tek ayırarak (pet, teneke, poşet, kağıt) ilgili geri dönüşüm çöp kutusuna atmak zorunda kalacaksınız.

Sizi derinden sarsacak bir diğer şey ise, bu ülkede korna yok. Evet, araçlarda korna var, ama sanki butonu sökülmüşçesine, sanki hiç yokmuşçasına, sanki kornaya basmak, metrodaki acil durum butonuna basmak gibi sadece çok acil durumlarda kullanılması gereken birşeymişçesine, koskoca Tokyo'da, en işlek ve trafiğin yoğun olduğu yerlerde bile korna sesi duymuyorsunuz. Tüm Japonya seyahatiniz boyunca korna sesi duymama ihtimaliniz %50. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama gittiğinizde siz de bunu teyit edecek ve çok şaşıracaksınız. 3000 KM'lik yolumuzda duyduğumuz tek korna, otobanda şerit değiştirirken kör noktada kalmış arkadaki aracın bizi uyarmak için yarım saniyeliğine çaldığı korna oldu. O da belki kazayı önleyen, hayat kurtaran bir korna oldu. Bu söylediğimde kesinlikle abartma ve mübalağa yoktur.

İlk gün motorsikletimizi alıp hemen Tokyo dışına kendimizi attığımız için, Tokyo'nun detaylarını dönüşe bıraktık. Merak edenler, Tokyo detayları için 8. Gün yazıma bakabilir.

Bir sonraki yazı, Tokyo'dan çıkışta ilk durağımız olan 413 Yolu, Fuji Dağı ve çevresindeki 5 Göletle ilgili olacak...

1 comment: